kahinde bizzat oturdu kuyunun üstüne
tutsakları bulmuştu biran kesin
katılardan kesti resimlerini
kendini buldu onlarda bırakmak için
dizlerinde kar kızların evi
duruşu çimende gölge olan
dönüşü unutmuş çarkların tersine
susanları hatırladılar
yoksanarak atlayan sözleri
takıpta yakın duran çoktu
ardına dikilen çukuru hep örsünde
o dengi silipte buruşursa parmaklar
ağırlığınca boyası kalkar
zümrüt tadı ortaya çıkar
yanık pamuğu dinler uzun bir dilde
duyulanın yarısı bile ikimizi katar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder