3 Ağustos 2010 Salı

uykumunda durandı sugamı

ince düşünce dökülüp adım kırıldı
damarımdan esip güne serildi
yıkandı duvarlar ve köşeleri
bu onun kanayan dilekteki zemini
kalbinin arka balkonundan gökyüzüne sarktık
üstümüzdekileri koparıp attık
güneşte gülen ayçocuklara kaldık
akrep seslendi sonra bu dönüş saati
oturup boşluğa pençeresini çizdi
eli yumuşadı birden aktı boynuma
umarlardı onlar geceye dönmeyi
üzerine bastı sugamı sesi devrirdi
seni duyup uy kumu, kıvrıldım
ağaçlara yetişen rüzgarlı gölgesi
birşeyler fısıldadılar orda sana
elleri davulu germiş
nefes borusundan ilk müzik kemiği
en uzaktan içince suyundan
bulanarak döndüm dilini
kavrulmuş ağlayan ay çiçeği
küsmeden güneşe döner durmadan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder